Çocuklar ile ilgili günümüzde en çok konuşulan, tartışılan konulardan biridir teknoloji ve çocuk ilişkisi.
Dünyaya geliş anında ilk karşılaştığı nesnelerin fotoğraf makineleri, dijital monitörler olduğu düşünülürse teknolojiye aşinalığına ve sevmesine şaşırmamalı.
Yaşamın her alanında zaman zaman kolaylaştırıcı, sorun çözücü olsa da kullanım sınırının belirlenemediği durumlarda sorunun kendisi olabilmektedir.
Dijital teknoloji kullanım alanlarının ve teknolojik cihazlara duyulan gereksinimin her geçen güne daha da artması çocukların da hayatının büyük bir parçası olmasına neden olmuştur.
Diğer nedenlerden birisi de sokak oyunlarının, dış ortamda zaman geçirmenin şimdiki çocuklar için ne yazık ki gittikçe daha kısa sürelere indirgenmesi, alternatif olarak çoğu zaman çocukların evde izole bir yaşam sürmeleri dijital cihazlara yönelimlerini kolaylaştırmaktadır.
Dolayısıyla ekran başında geçirilen zamanın artması, ekran bağımlılığına, teknolojik cihazların başında geçirilen sürenin uzamasına neden olmakta, çocukların biri birileriyle yüz yüze iletişiminin ve grup oyunlarının azalmasına, tek başına oynanan oyunların ise artmasına neden olmaktadır.
Uzun süre bu cihazlara maruz kalmanın yarattığı en önemli sorun çevre etkileşimindeki azalmadır. Bu durum çocuklar ile çevre arasındaki etkileşimi azaltmakta, bozmakta, önemli sosyal iletişim sorunlarına neden olmaktadır.
Çeşitli araştırmalara göre, teknolojik cihazların aşırı kullanımı çocukların işbirliği ve paylaşma becerilerinin gelişimini engellemekte, motivasyonlarını azaltmakta ve sorumluluk alma becerilerini etkilemekte, böylece çocukların duygusal gelişimleri açısından risk yaratmaktadır.
Gittikçe sıklığı artan uyaran yoksunluğu tablosunun en önemli nedenlerinden birisi de teknolojinin bu şekilde, etkileşimi bozacak düzeyde kullanılması, çocuğun çevre ile etkileşime girememesidir. Otizm belirtileri ile çok benzeşen bu tablo , belirgin etkileşim kaybı yaratmaktadır.
Teknolojiik araçların düzensiz ve aşırı kullanımının çocuklarda dil gelişimini etkilediği, dikkat sorunlarına, obezite ve metabolik sorunlara, beslenme sorunlarına yol açtığı, uyku sürecini bozduğu bilinmektedir.
Aileler teknolojik cihazlar ile ilgili değişimi fark ederek çocuklara bilinçli ve doğru zamanlamayı öğretmeli, bu konuda rol model olmalıdırlar. Yasaklamak ya da tamamen kısıtlamak mümkün olamayacağına göre doğru kullanımı öğretmek ve bu konuda rol model olmak gelecekteki pek çok sorundan çocukları koruyabilir. Diğer yaşam aktiviteleri ile dijital cihazların kullanımı arasında doğru dengeyi de bulmak gerekir.
Özellikle yemek uyku gibi zamanlarda bu cihazları kullanımını kısıtlamak uygun olabilir.
Bu cihazların kullanımı ile ilgili olarak çocuğun duruma yaşına göre planlama yapılması çocuk ile bu konuda anlaşmaların yapılması yararlı olabilir.ellikle küçük yaş çocukları (2-3 yaş) dijital cihazlardan uzak tutmakta yarar var. Bazı ülkelerde bununla ilgili yaptırımlar da mevcuttur. Çocuğun duruma yaşına göre planlama yapılması çocuk ile bu konuda anlaşmaların yapılması yararlı olacaktır.