Ergenlik
Ergenlik dönemi çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemini ifade eden bir tanımlama olmasına karşın genellikle 12-18 yaş aralığı ergenlik dönemi için belirtilen yaş aralığıdır (bazılarına göre 25 yaşına kadar çıkar üst sınır).
Ergenlik genelde büyümenin biyolojik belirtileri ile fark edilir. Büyümenin hızlanması ile erkeklerde ve kızlarda cinsiyet farklılıkları belirginleşmeye başlar. Ergenliğe kadar cinsiyet özellikleri açısından çocuklar neredeyse aynıdır. Aynı bedene ,sese sahip olan, farklılığın giysiler ve davranışlardan ibaret olduğu kız erkek farkı artık bedensel olarak da gittikçe ortaya çıkmaya başlamıştır. Artık aynı cinsiyetteki yetişkinlere daha çok benzemeye başlamıştır. Bazı açılardan keyifli ve özendirici görünse de pek çok açıdan bu hızlı büyüme genci tedirgin eder. Beden davranış arasında uyum sorunları, sakarlıklar yaşamaya başlar. Örneğin sesteki kalınlaşma zaman zaman konuşmama eğilimi yatabilir, ya da kızlar kambur gezmeye başlayabilirler. Bu bedene karşı bir tür yabancılaşma duygusudur, hızlı büyüyen bedene alışma sürecidir aynı zamanda. Bu aşamada dikkati bedenine dönmüştür. Beden sınırlarını bir yandan anlamaya başlarken bir yandan da kendisinin nasıl bir ergen olduğunu sorgulamaya başlar. Beğeniliyor muyum? Yakışıklı mıyım? Güzel miyim? gibi onlarca soru daha sık sorulmaya başlanır bazen bunlar sesli olarak anneye, babaya, eşe, dosta da sorulur. Bu soruların yanıtları kimlik sürecindeki değişim ve gelişime ışık tutar. Kimlik sürecinin sağlıklı geçirilmesi oldukça önemlidir. Bu süreçte yaşanan sorunların bir kısmı gelişim sürecinin parçası olarak kabul edilir. Eş zamanlı olarak bireysel varlığını kanıtlama çabası nedeniyle aile ve otorite ile sorunlar yaşamaya başlar. Bu süreç gencin birey olarak varlığını anlaması ve geliştirmesi için gerekli bir süreçtir.
Bu süreçte yapılması gerek en önemli destek gencin yaşadığı bu süreci doğru biçimde anlamaktır. Doğru anlamadan anlamadan destek olmak çok da kola değildir bu nedenle genç bireye sahip aileler öncelikle ergenlik dönemi ile ilgili yazı, kitap, söyleşi, video …vs gibi kaynaklardan bu sürecin nasıl geliştiğini ve gençteki değişimin içeriğini anlamaya çalışmalıdırlar.
Anne- babaların tarafından en sık yapılan hatalar ise sürekli nasihat vermek, bu değişim sürecinde yaşananlar, ortaya çıkan davranış değişikliklerini anlamaya çalışmadan gençleri yargılamaktır. İyi bir iletişim tüm bu sorunların çözümünde en önemli adımdır. Çocuklarla, gençlerle keyifli zaman geçirmek, onları anlamaya tanımaya çalışmak, arkadaşları ile tanışmak, destek istediğinde ona destek olmak buna karşılık aşırı müdahalelerden kaçınmak çıkacak sorunları en alt düzeye indirgeyecektir. Unutmayın ki çocuğunuzu tanımazsanız ortaya çıkan davranış ve duygu değişimini erkenden fark etmeniz mümkün olmayacaktır.
Ergenlikte ortaya çıkan önemli sorunlar
-
Ergenlik dönemi sorunları: kimlik gelişimi ile ilgili sorunlar, çatışmalar, özgüven sorunları gibi bu dönemde görülmesi muhtemel sorunlar. Bu süreçte Psikoterapi ile ergenlere eşik ederek bu süreci daha rahat atlatmaları sağlanabilir.
-
Akademik sorunlar :Bu dönemde seçici dikkat başka şeylere kaymıştır: beden özellikleri, karşı cins vs.. ayrıca otorite ve kurallar ile ilgili sorunlar da bunlara eklenince dersler ve akademik alanda sorunlar yaşayabilmektedirler..
-
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu(DEHB): çocukluk çağını en sık görülen nörogelişimsel sorunu olan DEHB ergenlik döneminde de önemli sorunlardan birisidir. DEHB tedavi edilmediğinde ile ergenlik sorunları birlikte çok daha büyük sorunlara zemin hazırlar. Bu nedenle yakından izlenmeli ve gerekli destek sağlanmalıdır.
-
Depresyon: sorun yükü artan ergenin depresyona girmesi durumunda müdahale edilmeli ve tedavi edilmelidir.
-
Kaygı bozuklukları: tedavi edilmediklerinde büyük ölçüde işlevsellik kaybına yol açarlar: derslerde düşme, sosyal iletişimde arkadaş ilişkilerinde sorunlar…