Tıp eğitimi biraz yönlendirilmiş bir seçim olsa da sonraki süreçte beni içine çekip alan bir yaşam biçimine dönüştü. İnsanlara, yaşamlarına küçük dokunuşlarla katkı sağlamak büyük heyecan veriyor bana. Önce sağlık ocağı, sonra acil servis hekimliği, başhekimlik, sağlık grup başkanlığı (yeni ismiyle ilçe sağlık müdürlüğü) gibi yöneticilik deneyimlerinden sonra, çocuk ve ruh sağlığı alanında uzmanlık eğitimimi tamamlayıp bu alanda çalışmaya başladım. Her dönemin kendi içinde hem bana hem de ilgilendiğim insanlara (hasta ya da danışan) farklı katkılar sağladığını söyleyebilirim. Kendi yolculuğum ve farkındalığım son yıllarda önce bütüncül tıp sonra da fonksiyonel tıpla tanışmam ile farklılaştı. İşin felsefi boyutu ile ilgilenmem yaş almam ile mi ilgili bilemiyorum ancak son yıllarda neden? ve niçin? lerim de arttı. Sanırım bütün işlerde sorgulama gelişim ve değişimin kapılarını açıyor. Son yıllarda bakış açısını ve yaklaşımımı sorgulamaya daha çok başladım. Doğru insanlarla tanıştım ve ilerlediğim yolu seviyorum.
Klasik tıp yaklaşımı içinde iken biraz daha sonuç odaklı düşünmemek mümkün değil. Çünkü bütün sistem bizi bir isme, bir teşhise yönlendirir. Bizim kendimizden beklentimiz de hastalarımızın bizden beklentisi de budur. “Benim hastalığım ne doktor?” mantığı bu yaklaşımda temel belirleyici gibi görünmektedir. Tanıyı bulursunuz ve ilgili ilacı yazarsınız. Özellikle akut durumlar için doğru ve hayat kurtaran bu bakış açısı kronik( uzun süredir var olan veya uzun sürme eğilimi olan ) sorunlar için çok da iyi sonuçlar vermeyebilir. Örneğin sık öğünlerle besleniyorsanız, sık sık atıştırmalıklar tüketiyorsanız, şekerli besinlerden yoğun bir beslenme alışkanlığınız varsa bunlara eşlik eden insulin direnciniz varsa, vücudunuzda birçok değişiklik oluşmaya başlar. Saç dökülmesi, cilt kıvrımlarında renk değişiklikleri, sivilceler gibi görünür cilt değişiklikleri ile başlayan süreç enerji metabolizmasındaki bozulma nedeniyle keyifsizlik, halsizlik, yorgun olma, uyku düzensizlikleri, depresif duygu durum ile devam eder. Ayrıca kadınlarda değişik bölgelerde tüylenmeler, adet düzensizlikleri, gebe kalmak ile ilgili sorunlarda cabası. Tüm bu sorunların her biri için tek tek tedavi arayışına girmek, sonuç odaklı çözümler sunabilir ama sorunu tedavi etmeyecektir. Depresyon için psikiyatriste gitmek, tüylenme için endokrine gitmek, cilt sorunları için dermatolojiye gitmek gerekir. Oysa beslenme sıklığını azaltıp, ekmek ve şeker gibi glisemik indeksi yüksek gıdalardan kaçınıp beslenme alışkanlığınızı değiştirmek, yaşam tarzınızı biraz değiştirmenin yanı sıra enerji metabolizmasını düzenleyen destekler ile bozulan döngüleri düzenlemek uzun vadeli çözüm sağlayacaktır. Yani sonucu düzeltmek değil sağlığınızı bozan alışkanlıklardan kurtulmak: sebebi düzeltmek.
Ya da depresyondaysanız depresyonunuzun nedeni d vitamini eksikliği, b12 düzeyinizin düşüklüğü, metilasyon bozukluğu, vücudunuzdaki düşük yoğunluklu inflamasyon, bağırsak geçirgenliği, mikrobiyotanın bozukluğu, nörotranmiter dengesindeki bozukluklar gibi nedenler de olabilir. Bu nedenleri düzeltmezseniz depresyonunuz da etkin biçimde iyileşmeyecektir.
Hipokrat’ın yaklaşık 2500 yıl önce söylediği sözü dünya şimdilerde daha sık söylenir oldu: “Bütün hastalıklar bağırsaktan başlar. Bağırsak hastaysa vücudun geri kalanı da hastadır”. Bağırsaklar, beslenme ve mikrobiyota (bağırsaklardaki faydalı-dost bakteriler) ve son yıllarda dünyada üzerinde en çok araştırma yapılan alanlardan biri oldu. Ancak ülkemizde halen yeterince ilgilenilmediği, bilinmediği kanaatindeyim. Bir çok vitamin mineralin emilim ve sentezinden sorumlu, bariyer işlevi nedeniyle bağırsağımızı koruyan bu faydalı mikroplar (probiyotikler) bizim vücudumuzdaki hücrelerden daha fazla sayıdadırlar (kimi kaynaklara göre 3-4 katı, bazılarına göre 10 katı).
Sonuç olarak özellikle kronik eğilimli hastalıklarda sonuç değil nedenlere yönelik yaklaşım, kişinin beslenmesi düzenlenmesi, yaşam tarzı değişiklikleri, bozulan biyolojik sistemleri düzeltmeyi amaçlayan uygulamalar ve destekler verildiğinde hastalığın sonuç belirtileri de kendiliğinden düzelecektir.